atanamayan öğretmen

bir sebepten ötürü göreve başlayamamış, öğretmenlik mezunu kişi (bkz: kpss). sahi yok mu sözlükte benden başka?

twitter'dan atama isteyen tt'ler yaparak atanacaklarını sanırlar.

kıyamam ben ona

atanamadıysa daha öğretmen olmamış demektir. bi çelişki yok mu bunda?

benim geçen sene başarıp zorla da olsa atanmama rağmen hala adaletsiz olduğunu düşündüğüm durum... yığınlarca fefli ve efli aday varken eski öğretmenlere emeklilik yaşı için uzun bir yaş sınırı verilmesi, çoğu bölüme az sayıda atama yapılması, sözleşmeli-ücretli öğretmen alımları ve atamaların çoğunda torpil yapılması gibi nedenlerle böyle bir yığılmanın olduğunu söylemek gerekir...

2015 için önce 47 bin olarak açıklanan atama sayısının 37 bin olarak değiştirildiğinin açıklanması sonucu yine büyük kısmı hüsrana uğrayan, umutları kırılan, hayalleri çürümeye yüz tutmuş, yaşlandırılmış genç öğretmenlerdir. yeter ulan cidden yeter artık! içimizde ne yaşama ne de öğretme hevesi bırakmadınız! yediğiniz haklarımız haram, zehir, zıkkım olsun, burnunuzdan gelsin!

ne oluyor biliyor musunuz? 16 yıl boyunca eğitim alıyorlar en sonunda bir mesleki eğitimden mezun olarak hayata başlamak adına şu malum sınava giriyorlar. o kadar boktan bir sistem üzerine kurulu bir eğitimimiz var ki. iktidar sırf "her şehire üniversite açtım" goygoyunun propagandasını yapabilmek adına memlekette ne kadar dört duvar var ise eğitim fakültesine çevirdi. adım başı insanlar öğretmen olmak için üniversite okudular. mezun olduklarında geçen 5 yıl üzerinden on binlerce kıdemli rakipleri hazır bekliyordu. hepsi hayata başlamak zorundaydılar ve artık 22-23 yaşına gelen insan beyni, kpss için doldurulmaya çalışılıyordu. yaşın getirdiği öğrenme zorluğu, evlilik, hayata atılma telaşının ve aile fertlerinin stresi ve en önemlisi ekonomik sıkıntılar ile çok zorlu bir süreci atlatamayan öğretmen adayıdır atanamayan öğretmen. işin kötüsü bu süreci atlatıp öğretmen olanlarında sonu hep aynı. bak şimdi olaya bak. o kadar stres ve yoğunluğun üzerine artık bezmiş öğretmen öğrencilerine şunu söylüyor artık bir yerde. ben anlatır maaşımı alır çıkar giderim, olan size olur. ne oldu? sistem; bertaraf ettiği, körelttiği adamı sistemin başına yeni adaylar çıkarması için atadı. müthiş bir döngü oluştu. sistem körelttiği, bezdirdiği adamı atayarak pırıl pırıl beyinleri köreltmesine ön ayak oldu aynı döngünün devinimini sağlamayı başardı. bunu bize yapabilmek için en iyi toplum mühendisleri çalışıp didinse, inanın bu kadar başarılı olamazlar! kötü eğitimci yoktur! başarısız bir eğitim sistemi devinimi vardır.

140journos'un ele aldığı konulardan birisi. link

Devletin aynı zamanda fen fakültelerini dolduracağım zihniyetiyle yola çıktığı, ekmek peynir gibi formasyon dağıttığı, bilim adamı yetiştirmesi gereken yerlerin öğretmen yetiştirdiği, sonra bu kadar mezun öğretmen nasıl oluştu, nasıl birikti diye kara kara düşündüğü saçmalıklar silsilesi... Aslında saçmalık şurada başlıyor , adam eğitim fakültesine yüksek puanla girerken fen fakültesine düşük puanla giriyor, eğitim fakültesinden öğretmen mezun ederken , fen edebiyattan ise bilim adamı mezun ediyor.... Sonra iki grup birleşip polis bankacı öğretmen olmanın derdine düşüyor... Bu gençlere gelecek borçlular gelecek !

Yeni mezun oldum ve şu anda kara kara atama bekliyorum. Allah bilir benden önce mezun olmuş kaç bin meslektaşım bekliyordur ::(

Adliyede memur olarak çalışan birkaç tanesine denk geldim. Okuyorsun, mezun oluyorsun, sınava girip kazanıyorsun ama atanamıyorsun. Bir tanesi özelde çalışmış bir süre, artık ne oluyorsa özelde adam istifa edip yeniden sınava hazırlanmış ve adliyede memur olmuş. Yazık ya, cidden yazık. Ha şu da var; artık çok fazla mezun veriyor üniversiteler, her alanda bir sürü mezun çıkıyor her sene ve arz talebin üstüne çıktı. Dolayısıyla işsizler olacak, özel sektörde iş sahibi olanların da pastadan aldıkları pay azalacak. Bu durumda yapılacak şey birden fazla işte çalışmak veya ülkeyi terk etmek. Üçüncü ihtimali yazmak istemiyorum. Fakat onun yerine irade dışı bir faktör yazabilirim: Şans. Ne kadar çalışırsanız, bir alanda uzmanlaşırsanız uzmanlaşın; eğer Tanrı size gereken fırsatı vermezse öyle çalıştığınızla kalırsınız. Outliers'ta türlü örneklerle çok güzel anlatılmış bu konu ama entryi uzatmayayım. Bu saatten sonra mezuniyetten sonrasını planlamadan üniversite okumamak lazım. Akademide mi kalacaksın, uzun vadede adından bahsettirebileceğine inanıyor musun, alanına yenilik katabilir misin, çalışacağın alanda umduğunu bulamazsan B planın var mı, sırf para kazanmak için mi üniversite okumak istiyorsun yoksa bir idealin var mı? Bu soruların sorulması şart. 17-18 yaşındaki bir gencin bu soruları kendisine soracağını sanmıyorum, soran varsa da ender vakadır. Ebeveyninin ciddi bir şekilde karşısına alıp bu soruları yöneltmesi lazım. "Doktor ol, şu ol, bu ol" demek yerine bu sorular ile çocuğunu yönlendirmesi gerek. Ondan sonra çocukları mağdur ve üzgün olabiliyor, bu duruma ailelerin sevineceğini sanmıyorum.